Bilgi Yazıları

Obezite cerrahisi alanında en sık tercih edilen ve uygulanan cerrahi operasyon tüp mide ameliyatı olarak bilinmektedir. Diyet, egzersiz uygulamaları ve ilaç tedavisine rağmen fazla kilolarından kurtulamayan obez hastalar mide ameliyatı ile zayıflama yöntemine başvurmaktadır. Tüp mide ameliyatı, genel anestezi altında kapalı yöntem ile yapılmaktadır. Tüp mide ameliyatında midenin sol tarafı çevre yağ dokusundan ayrılır ve

Kan şekerinin olması gerekenden yüksek ama şeker hastası kabul edilmeyecek seviyede olan kişilere gizli şeker ya da diğer adıyla prediyabet tanısı konulmaktadır. Türkiye’de her 3 kişiden 1’inde bu hastalığa rastlamak mümkündür. Gizli şeker belirtileri özellikle yemek yedikten sonra halsizlik ve yorgunluk olarak ortaya çıkar. Tedavi edilebilir bir hastalık olan prediyabet rahatsızlığında hastalığın ciddiye alınmaması ve

Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz şeker hastalığı yani diyabet özellikle sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın getirdiği sağlık sorunları arasında yer alır. Şeker hastalığı insülin kaynaklıdır. İnsülin hormonu yetersiz üretilmesi veya vücut içerisinde var olan insüline direnç gelişmesi  şeker hastalığına neden olur. Bu bilgilerin ardından dilerseniz diyabet nedir, nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkındaki bilgilere geçelim. Şeker

Tüp mide ameliyatı sonrası başarılı sonuçlar elde edebilmek için kişinin sindirim sisteminde oluşan değişikliklere yönelik yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak oldukça önemlidir. Tüp mide ameliyatı olan ya da olmak isteyen birçok hasta mide küçültme ameliyatı sonrası beslenme düzeninin nasıl olması gerektiğini merak etmektedir. Bariatrik cerrahi sonrası dönemde hastaların makro ve mikro besin ögesi eksiklikleri yaşamamaları ve

Pankreasın vücut için yeterli miktar da insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin vücut tarafından etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu şeker hastalığı ya da diğer adıyla diyabet hastalığı ortaya çıkar. Kronik bir hastalık olan şeker hastalığının tedavisi hastalığın türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Şeker hastalığının tedavisi için hastaya ilaç ya da insülin yapılmadığında kan şekeri kontrolü

Ülkemizde ve dünyada sıkça rastlanan diyabet, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinmektedir. Diyabet rahatsızlığı bulunan birçok hasta diyabet neden olur? Sorusunun yanıtını merak ediyor. Diyabet hastalığı, yaşam süresi ve iş gücünü olumsuz etkilemesi ve istatiksel olarak çok hızlı artış göstermesinden dolayı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2006 yılında küresel bir hastalık

Obezite hastalığından şikayetçi birçok kişi mide küçültme ameliyatı nedir? sorusunun yanıtını arıyor. Dünya genelinde en çok uygulanan cerrahi işlemlerden biri mide küçültme ameliyatıdır ve tüp mide ameliyatı olarak da bilinir. Mide küçültme ameliyatı nedir? sorusunun yanı sıra mide küçültme ameliyatının nasıl yapıldığı da hastalar ve hasta yakınları tarafından merak edilmektedir. Mide küçültme ameliyatı, kapalı ameliyat

Diyabet hastalığı olarak bilinen şeker hastalığı günümüzde oldukça yaygın bir hastalıktır. Genetik ve çevresel faktörlerin neden olduğu bu hastalığın tedavisinde oldukça etkili yöntemler kullanılır. Bu yöntemler arasında kalıcı sonuç veren çözümlerden biri cerrahi uygulamadır. Diyabet hastaları hekimlerine sıklıkla şeker hastalığı ameliyatı nasıl yapılır? Sorusunu yöneltmektedir. Şeker hastalığı ameliyatı hastanın durumuna göre değişen çeşitli yöntemlerle uygulanabilir.

Şeker hastalığı çağımızın en yaygın hastalıkları arasında yer almaktadır. Kişilerin yaşamını olumsuz etkileyen şeker hastalığı ciddiye alınmadığı takdirde olumsuz etkiler doğurabilir. Kan şekeri nasıl düşürülür sorusu şeker hastaları ve yakın çevresi tarafından hekimlere sıklıkla sorulmaktadır. Kan şekeri düşmesi sonucunda önlem alınmazsa ciddi sorunlar meydana gelebilir. Kan şekerinin düşmesi sonucunda kişilerde böbrek ve kalp rahatsızlıkları, çeşitli

Diyabet hastalığı görülen kişilerde ayakta geçmeyen yaraların oluşması durumuna sıklıkla rastlanmaktadır. Diyabetik ayak, şeker hastası olan kişinin hastalığının uzun sürmesinden ya da şeker seviyesinin kontrol altına alınmasının zorlaştığı durumlarda ayakta çıkan kronik yaralardır. Ayakta geçmeyen yaranın ilerlemesi durumunda enfeksiyon gelişebilir. Tedavinin yapılmaması durumunda hasta ayağını ya da komple bacağını kaybedebilir. Günümüzde tıp dünyasında yaşanan gelişmeler

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı sadece kan şekeri yükselmesin sonuncunda oluşan bir hastalık değildir. Diyabet esasen kan damarlarını etkileyen bir hastalık olduğu İçin birçok sistemde sorunlara neden olur. Diyabetin yol açtığı hastalıklar arasında kalp ve damar rahatsızlıkları, sinir sistemi hastalıkları yer almaktadır. Günümüzde oldukça yaygın bir hastalık olan diyabet vücutta tüm dokuları ve organları

İnsülin Pompası Nedir? İnsülin pompası vücudun deri altı kısmına insülin gönderen bir cihazdır. İnsülin seviyesi düşük olan hastalar günde 4 sefer olmak üzere vücuda insülin enjekte etmek zorundadırlar. Bazı kişilerde bu sıklıkta uygulanmasına rağmen şeker seviyesi istenen düzeye gelmez. Bu durumdan kurtulmak isteyen kişilerin kullanmak istediği bir cihazdır. Üzerinizde bulunan cihaz sayesinde birkaç tuş ile

Koronavirüs ve Diyabet Hastalığı Tüm Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 hastalığı tüm insanlık için önemli bir tehdit unsurudur. Çeşitli varyantların türemesi ve Dünya üzerinde birçok insanı etkisi altına alan bu virüs çeşitli hastalıklar ile beraber seyretmesi durumunda daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Koronavirüs ve diyabet hastalığı beraber düşünüldüğünde daha dikkatli olunması gerekmektedir. Genel itibariyle kandaki şeker

Şeker Hastaları Nasıl Kilo Verebilir? İnsülin tedavisi gören kişilerin kilo alma durumları ile sıklıkla karşılaşılır. Bu noktada şeker hastaları nasıl kilo verebilir? Sorusu akıllara gelmektedir. Diyabet hastalarında obezite durumu ciddi problemlere yol açabilir. Kanser ve kalp hastalıkları ayrıca böbrek ve damar tıkanıklıkları kronik rahatsızlıklar görülebilmektedir. Pankreasta üretilen insülin hormonu besinlerdeki glikoz ve şekerlerin hücrelere alınması

Hipoglisemi Nedir? Halk arasında kan şekeri düşüklüğü olarak bilinmektedir. Kandaki şeker seviyesinin 50 mg/dl altında olması durumunda görülmektedir. Hipoglisemi nedir ve sebepleri nelerdir pek çok hastanın merak ettiği bir konudur. Vücudun besin alamadığı durumlarda kan şekeri seviyesinin aşağıya inmesine engel olunur ve 60 mg/dl bandında kalmaktadır. Değer, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bu durum kalp ve

Sağlıklı bir yaşam için fazla kilolar ve egzersiz yapılması diyabet hastaları için önemli bir faktördür. Gerekli diyet ve egzersiz programlarına uyan kişilerde diyabet rahatsızlığı belirtilerinin gerilediği görülmektedir. Tedavi ile beraber diyabet hastaları için sakıncalı besinler konusunda dikkatli davranılması ile hastalığı yenmek mümkündür. Diyabet hastalıkları oluşturabileceği yan rahatsızlıkların risklerinden dolayı teşhis aşaması sonrası dönemde dikkatli davranılmalıdır.

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, ölümcül birçok hastalığa sebebiyet vermektedir. Pankreasın yeteri düzeyde insülin üretememesi ve bu üretilen insülin miktarının vücut tarafından yeterli düzeyde kullanılmaması sebebi ile hastalık ortaya çıkar. Farklı türevleri bulunan şeker hastalığı hem ülkemizde hem de dünyada sık rastlanılan hastalıklar arasında yer almaktadır. Diyabet belirtileri; normalden fazla yemek yeme ve

Gizli Şeker Nedir? Pre-diyabet diğer adıyla gizli şeker hastalığı olarak bilinmektedir. Genel anlamı ile kişinin kan şekeri oranı yüksek fakat diyabet hastalığı olarak da teşhis edilemeyecek kişiler için kullanılmaktadır. Yapılan kontroller sonucunda açlık ve tokluk kan şekeri seviyesi tip 2 diyabet hastası olabilecek düzeyde olmayabilir. Bu durum, kişilerde gizli şeker olarak adlandırılmaktadır. Bu kişiler diyabet hastası

Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, vücudumuzdaki birçok yapıya zarar vermektedir. Diyabetin beyin ve ruh sağlığı faktörleri arasında şekerin ani inmesi ve çıkmasına bağlı olarak beyin ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri oluşmaktadır. Bu etkiler kısa zaman içerisinde görülmese de uzun vadede görülebilecek etkilerdir. Diyabet hastalığı ilerledikçe hastanın hem genel sağlığı hem de beyin ve

Kapalı ameliyat olarak da bilinen laparoskopik cerrahi; hastanın daha çabuk iyileşmesine, açık ameliyatlara göre daha az ağrı hissetmesine olanak sağlamaktadır. Genellikle mide ve şeker ameliyatları için kullanılan bu yöntem oldukça popüler hale gelmiştir. Ameliyat olacak birçok hasta laparoskopik cerrahiden yararlanmaktadır. Laparoskopik Cerrahi Hangi Hastalıklarda Uygulanır? Günümüzde hekimler tarafından yaygın olarak uygulanan laparoskopik cerrahi, karın bölgesi

Diyabetik gastroparezi olarak da adlandırılan mide felci, midenin gerekli işlevlerini yerine getirememesi olarak tanımlanmaktadır. Halk arasında mide tembelliği olarak da bilinen diyabetik gastroparezi hastalığı, mide hareketlerinin azalması veya durmasıyla ortaya çıkan sindirim sistemi bozukluğudur. Yiyecekleri küçük parçalara ayırarak besinlerin sindirilmesi ve emilmesi için ince bağırsağa gönderen midenin felç geçirmesi durumunda fonksiyonlarını yerine getirememektedir. Hasta bu

Metabolik Sendrom Nedir? Genetik ve çevresel faktörlerin etkisi ile kişilerde kronik rahatsızlıklar gelişebilir. Bel çevresi kalınlığı, kan şekeri yüksek olması, kan yağı oranlarında bozukluk durumu var ise akıllara metabolik sendrom nedir? Sorusu gelebilmektedir. Kalp ve damar sağlığını tehlike eden belirtiler teşhis edilmesi halinde hastalarda görülebilir.  Metabolik sendrom problemi olan kişilerde diyabet hastalığı görülme riski oldukça

Tip 2 Diyabet ve Gebelik Tip 2 diyabet ve gebelik durumunda çeşitli sorunlar meydana gelebilmektedir. Kişinin ve bebeğin sağlık durumu açısından gerekli kontrollerin sağlanıyor olması gerekir. Bu durumlarda kan şekeri seviyesini kontrol altında tutulması zorunludur. Bu noktada vücudunuzda bulunan fazla şekerin bebeğe aktarılması mümkündür. Vücutta bulunan fazla glikoz, fetüs için insülin ihtiyacı üretmektedir.  Geçici diyabet

Glukoz Nedir? Vücutta Ne İşe Yarar? Vücudumuz temel enerji kaynağı glukozdur. Son zamanlarda oldukça merak edilen sorulardan bir tanesi Glukoz Nedir? Sorusudur. Vücutta bulunan glukoz miktarının fazlası karaciğerlerde ve kaslarda glikojen olarak depolanır. Glukoz seviyesi vücutta normal değerlerde olmak zorundadır. Normoglisemi, kan değerlerindeki glukoz seviyesinin normal düzeyde olmasına verilen isimdir. Diyabet teşhisi olan kişilerde beklenen

İnsülin Direnci Nedir? Belirtileri Nelerdir? Kandaki şeker seviyesinin düzensizliği diğer adıyla metabolik sendrom olarak bilinmektedir. Kas, yağ dokusu ve karaciğerde bulunan hücrelerin insülin ile karşılaştığında bozulma görülür. Bu nedenlerden ötürü kandaki glikozun doğru kullanılmaması durumu olarak açıklanabilir. Bu yazımızda İnsülin direnci nedir? Belirtileri nelerdir? Konusunu inceliyor olacağız. İnsülin seviyesinde beklemedik gelişmeler, kan şekeri yüksek duruma gelmesi

Diyabetin Gözlere Etkileri Diyabet hastalığı yan hastalıklara neden olabilir. Karaciğer, kalp ve damar rahatsızlıkları ve böbrek hastalıkları gibi unsurlar meydana getirebilir. Dünya sağlık örgütü verileri incelendiğinde 350 milyon kişinin diyabet hastası olduğu görülmektedir. Diyabetin gözlere etkileri incelendiği zaman birtakım görme sorunlarına rastlanabilir. Bu durumda göz kapağı estetiği gibi operasyonlar gerekebilir. Çift görme hali ve göz sağlığını

Diyabet ve Karaciğere Etkileri Karaciğer, vücut yapısının önemli organlarından bir tanesidir. Kanın toksik maddelerden temizlenmesinde önemli rol oynar. Diyabet ve obezite gibi hastalıkların etkisiyle karaciğer işleyişi hasar almaktadır. Diyabet ve karaciğere etkileri pek çok kişi tarafından sıklıkla sorulan bir konudur. Yağlanma ve enfeksiyon oluşumu gibi bulgular diyabet nedeniyle oluştuğu bilinir. Bunların yanı sıra kişide karaciğer

Diyabette Deri Hastalıkları Kan şekeri seviyesinin yükselmesi ile beraber diyabet hastalığına bağlı olarak çeşitli deri hastalıkları görülebilmektedir. Obezite ve diyabet hastalığının beraber seyrettiği durumlarda deri hastalıkları daha sık görülmektedir. Kan şekeri seviyesine dikkat edildiği aşamada bu hastalıkların gerileme ihtimalleri bulunmaktadır. Kullanılan insülin ve benzeri ilaçların deri hastalıklarını tetiklediği görülmektedir. Diyabette deri hastalıkları kandaki şeker seviyesinin takip

Özellikle karaciğer, karaciğer, kas ve yağ dokusu gibi yapılarda insülin hormonuna verilen biyolojik tepkinin bozulması anlamına insülin direnci denir. İnsülin rezistansının gelişmesiyle birlikte kan şekeri seviyeleri yüksek kalır ve bu duruma yanıt olarak pankreastan daha yüksek seviyede insülin sentezi gerçekleşir. Gün içinde alınan glikozu enerjiye dönüştürmek için vücudun insülin hormonuna ihtiyacı vardır. İnsülin direnci, karaciğer,

İnsülin Direncine Karşı Kilo Verme Yöntemleri Global anlamda, diyabet teşhisine sahip kişilerin benzer şekilde kilo sorunu yaşadıkları kaydedilmiştir. Diyabet ve obezite birbirleri ile ilişkisi olan konulardır. Obezite tedavisinde kullanılan birçok yöntem diyabet tedavisi için de kullanılabilmektedir. Bu yazımızda insülin direncine karşı kilo verme yöntemleri hakkında bilgilendireceğiz.  Vücut üzerindeki bulunan fazla insülin sebebiyle bireylerde çeşitli sağlık problemleri

Halk arasında yüksek tansiyon olarak da bilinen hipertansiyon tip 1 ve tip 2 diyabet hastalarını olumsuz etkilemektedir. Diyabet ve hipertansiyon ortak nedenlerden ötürü meydana gelebilir. Her iki hastalıkta ortak riskleri barındırmaktadır. Diyabet ve hipertansiyon belirtileri arasında aşırı yorgunluk, gece idrara çıkma, yoğun susuzluk ve bulanık görme yer alır. Ayrıca yaraların geç iyileşmesi ve hastaların çeşitli

Normal düzeyin üzerine çıkan kan şekerine hiperglisemi denir. Yüksek kan şekerinin nedeni araştırılıp kontrol altına alınmadığında diyabet ve diğer sağlık sorunlarına neden olur. Yüksek kan şekeri unsuru var olması için vücuttaki kan şekeri oranı açlık halinde 100 mg/dl tokluk durumunda ise 140 mg/dl seviyesi üzerinde olması gerekmektedir. Yüksek kan şekeri durumun birçok sebepten ötürü görülebilmektedir.

Tip 2 diyabet hastalığı özellikle 40 yaş ve üzeri kişilerde en sık görülen diyabet türüdür. Tüm diyabetlerin %90’ı tip 2 diyabettir. Kan şekeri düzeyinin aşırı yükselmesine neden olan bir metabolizma hastalığıdır. Tip 2 diyabet nedenleri ve tip 2 diyabet belirtileri hem hastalar hem de hasta yakınları tarafından merak edilmektedir. Tip 2 diyabetin neden oluştuğu kesin

Günümüzde metabolik cerrahi alanında büyük gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerle birlikte tip 2 diyabet ameliyatı laparoskopik yani kapalı olarak yapılabilmektedir. Bu sayede ameliyat riskleri de azaltılmış olur. Ameliyattan sonra vücuttaki etkisiz insülin kullanılabilir hale gelir. Yine şeker hastalığının neden olduğu hastalıklar ameliyatla önlenebilir. Tip 2 diyabet ameliyatı metabolik cerrahi veya diyabet cerrahisi olarak da bilinir. Bu

Tip 2 Diyabet ve Fiziksel Aktiviteler Tip 2 diyabet ve fiziksel aktiviteler arasındaki ilişki insan sağlığını olumlu yönde etki etmesi sebebiyle bilinir. Fiziksel aktivitelerin düzenli olarak uygulanması gerekir. Bu sayede kişinin yaşam kalitesini yükseltir. Aynı zamanda vücuttaki şeker kontrolünü iyileştirmede faydaları bulunmaktadır Gün içerisinde aktif olmak, çeşitli hastalıkların oluşmasındaki risk unsurlarını ortadan kaldırır. Başta obezite olmak

Vücudumuzun şeker kullanma şeklini bozması ile bilinen tip 2 diyabet hastalığı günümüzde özellikle 40 yaş ve üzeri kişilerde sıklıkla görülen bir rahatsızlıktır. Hastalığın fark edilmesi durumunda vakit kaybedilmeden tedavi sürecinin başlatılması gerekmektedir. Tip 2 diyabet ve insülin tedavisi için tedaviyi yapacak kişinin gerekli bilgi ve beceriye sahip olması oldukça önemlidir. Tip 2 Diyabet Nedir? Diyabet

Hastaya uygulanacak olan tip 2 diyabet hastalığı tedavisi hastalığın nasıl ilerlediğine ve hangi boyutta olduğuna göre değişiklik gösterir. Tedavi genellikle şu şekildedir; Şeker hastalığına göre uygun bir diyet programı, hastanın boy, kilo ve yaşam tarzına özel egzersiz programı ve insülin tedavisi uygulanabilir. Medikal tedavi yöntemlerinin hastaya yeterli gelmediği durumlarda cerrahi tedavi yöntemlerine başvurulur. Medikal tedavi

Tip 2 Diyabet Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur? Günümüzde sık karşılaşılan hastalıklardan biri olan diyabet hastalığı oldukça yaygın hale gelmiştir. Kontrol edilip ve gerekli önlemlere uyulmalıdır. Aksi takdirde ciddi problemlere neden olan bu hastalık erken dönemde teşhis edilmelidir. Bu yazımızda tip 2 diyabet hastalığı tanısı nasıl konulur? Konusu inceliyor olacağız. Diyabet ve obezite ile ilgili detaylı

En sık karşılaşılan tip 2 diyabet belirtileri şu şekilde sıralanabilir: çok su içme, gün içerisinde sık sık idrar çıkma, geceleri birkaç kez/rahatsız olacak kadar idrara çıkma, aşırı yemek yeme veya iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve ağız kuruluğu. Daha az sıklıkta bulanık görme, kilo kaybı, kalıcı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, cilt yaraları, ve kaşıntı dimi şikayetler ortaya

Tip 2 diyabet ve beslenme, diyabet hastalarının dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biridir. Bilindiği gibi tip 1 ve tip 2 diyabet olmak üzere iki tip diyabet vardır. Tip 1 diyabet insüline bağlı olarak gelişen şeker hastalığıdır. Bu durum, vücutta yetersiz insülin salgılanması nedeniyle olur. Genellikle çocuklukta başlar. Tip 2 diyabetin ortaya çıkması daha farklıdır.

Vücuttaki yağ oranının fazla olması sebebi ile oluşan obezite insan yaşantısını ciddi şekilde etkilemektedir. Tip 2 diyabet ve obezite hastalığı belirli durumlarda birlikte görülebilirler. Obeziteyi tetiklemekte olan birçok faktör bulunmaktadır. Çevresel faktörler, düzensiz besin alınması, çeşitli ilaçların kullanımı gibi nedenler tip 2 diyabet ve obezite oluşumuna neden olan faktörler arasında yer almaktadır.  Obezitenin Neden Olduğu

Aşırı yüksek kan şekerine neden olan kronik tip 2 diyabet hastalığı, yaşam boyu kişinin peşini bırakmayan bir hastalıktır. Tip 2 diyabet, kalp hastalığı da dahil olmak üzere birçok ciddi sağlık sorununa neden olabilir. Kişi hemen tedavi edilmezse organ kaybı ve körlük gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Şeker hastalığının gelişimi uzun bir süre devam eder ve başlangıçta

Obezite Çeşitleri Nelerdir? Yanlış ve düzensiz beslenme, kişinin hareketsiz bir yaşam sürmesi gibi çeşitli nedenler obezite hastalığının oluşmasına neden olmaktadır. Obezite çeşitleri bazı sınıflandırmalar ile yapılmaktadır. Obezite çeşitleri ana ve alt grup olarak gruplara ayrılmaktadır. Obezite Çeşitleri Obezite hastalığının meydana gelmesindeki değişimler sebebiyle obezite çeşitlere ayrılmaktadır. Obezite çeşitleri genel olarak 3 ana grupta incelenir. Obezitenin

Obezite cerrahisi alanında uygulanan sleeve gastrektomi ameliyatı halk arasında tüp mide ameliyatı ya da mide küçültme ameliyatı olarak bilinmektedir. Obezite sorunu yaşayan kişilerin kilo verememesi durumunda başvurduğu sleeve gastrektomi ameliyatı günümüzde uygulanan popüler ameliyatlardandır. Kapalı ameliyat olarak yapılan tüp mide ameliyatı operasyonunda midenin %80’i çıkarılmaktadır. Midenin boyutunun küçültülmesi ile tüketilebilecek besin miktarı sınırlandırılır. Sleeve Gastrektomi

Mide hacmini küçültmenin yanı sıra ince bağırsağın ilk kısmındaki emiliminin de biraz azaltıldığı obezite ve diyabet cerrahisine mini gastrik bypass ameliyatı denir. Mide uzun bir tüp haline getirilerek hacmi yaklaşık 150 cc’ ye düşürülür. İnce bağırsağın ilk kısmından belli bir mesafe atlanarak oluşturulan mide tüpüne bağlanır. Vücuda herhangi bir yabancı cisim yerleştirilmez. Diğer gastrik bypass

Kilo vermek ve metabolik hastalıkların (şeker hastalığı gibi) kontrol altına almak için uygulanan cerrahi bir yöntemlerden birine bariatrik cerrahi adı verilmiştir. Bu ameliyatlar karaciğer nakli gibi yaşamı uzatan ve hayat kurtaran müdahaleler olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle bu ameliyatların olası yan etkileri, komplikasyonları ve riskleri bu anlamda kaleme alınmalı ve tartışılmalıdır. Bariatrik cerrahi; Bir kişinin anında

Son yıllarda gittikçe artan obezite ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Hastaların hayatını olumsuz yönde etkileyen obeziteden ameliyatsız kurtulmak isteyen kişiler mide balonu yöntemine başvurmaktadır. Obezite cerrahi alanında yer alan mide balonu yöntemi ile karın bölgesine kesi yapılmamaktadır. Diğer mide küçültme yöntemlerine göre mide balonu uygulaması daha ağrısız bir işlemdir. Genellikle cerrahi operasyonlardan çekinen hastalar

Obezite tedavisinde uygulanan en etkili cerrahi yöntemlerden biri gastrik bypass ameliyatıdır. Mide hacminin küçültüldüğü ve yağ emiliminin azaltıldığı bu işlem, obeziteye bağlı diyabet gibi hastalıkların önüne geçer. Gastrik bypass ameliyatından önce hastalar ameliyata uygunluklarını önceden planlamalı ve süreci iyi yönetmelidir. Mide baypas ameliyatı diyet, egzersiz gibi tüm kilo verme yöntemlerini denemiş ancak yine de kilo

Vücudun aşırı yağlanması ile oluşan obezite, kalp damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa sebep olmaktadır. Hastanın genel sağlık durumu dışında obezitenin psikolojik etkileri de hastayı olumsuz etkileyebilir. Obezitenin psikolojik etkileri kişinin sosyal yaşamında çöküntülere neden olmaktadır. Hastanın sosyal faaliyetlerini de etkileyen obezite, depresyon ve diğer psikiyatrik bozukluklara yol açabilir. Psikolojik açıdan olumsuz etkilenen hastalar,

Obezite, pek çok sağlık sorununa neden olmaktadır. Olumsuz birçok etkisi bulunan obezitenin vücuda zararları olduğu gibi, yaşam kalitesinde ve kişinin psikolojisinde de olumsuzluklara sebep olduğu bilinmektedir. Obezitenin vücuda zararları arasında; yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, tip 2 şeker hastalığı gibi birçok sağlık problemi yer alıyor. Obezitenin Vücuda Zararları Nelerdir? Gün geçtikçe bireylerde çeşitli hastalıklara neden olan

Hazır besinler ve düzensiz besin tüketimi ile oluşan obezite, insan popülasyonunu önemli ölçüde etkilemektedir. Bu doğrultuda gerçekleştirilen mide küçültme operasyonunun aşamaları hastalar tarafından merak edilen konular arasında yer almaktadır. Obezite cerrahi alanında uygulanan mide küçültme operasyonu düşük risk oranına ve yüksek başarı oranına sahip ameliyatlardandır. Ameliyatın başarısı, mide küçültme operasyonunu gerçekleştirecek hekimin tecrübesine göre farklılık

Kilo vermeye yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen obezite ameliyatları, yüksek başarı oranlarına sahip ameliyatlar arasında yer almaktadır. Obezite ameliyatının süreci hastaya uygulanan ameliyat yöntemine göre değişiklik gösterebilir. Obezite cerrahisi alanında hastaya; tüp mide ameliyatı, mide küçültme ameliyatı, gastrik bypass ameliyatı, mide botoksu, mide balonu gibi cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Hastaya uygulanılacak cerrahi operasyona yapılan tetkikler ve muayeneler

Tüp mide ameliyatı son yıllarda hem ülkemizde hem de dünya da sayısı giderek artan obezite hastalığının tedavisinde uygulanmaktadır. Hastalar tüp mide ameliyatı faydaları ile ilgili kapsamlı araştırmalar yapmakta, alanında uzman hekimlere danışmaktadır. Hastaların tüp mide ameliyatını tercih etme nedenleri arasında tüp mide ameliyatı faydaları yer almaktadır. Obezite hastalığının en kolay ve en hızlı tedavi yöntemi

Kapalı yöntem ile gerçekleştirilen tüp mide ameliyatı obezite cerrahi alanında uygulanan en popüler uygulamalardandır. Ameliyat olmaya karar veren birçok hasta tüp mide ameliyatı ne kadar sürer? Tüp mide ameliyatı aşamaları nelerdir? gibi birçok sorunun yanıtını da merak etmektedir. Diğer cerrahi yöntemlere göre daha kolay yapılan tüp mide ameliyatı ile midenin besin alma kapasitesi büyük oranda

Obezite Cerrahisi Nedir? Kilo vermeye yardımcı olmak için yapılan ameliyatların tamamı obezite cerrahisi veya Bariatrik cerrahi  altından gerçekleştirilmektedir. Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda obezite cerrahisine başvurulmaktadır. Obezite cerrahi, obezite problemi olan hastalara sağlamış olduğu olanaklarla dikkat çekmektedir.  Obezite Cerrahisi Obezite cerrahisi kilo verme zorluğu yaşayan hastaların kilo problemlerini giderebilmeleri için başvurdukları yöntemleri

Vücutta sağlığı bozacak ölçüde yağ birikmesi obezite olarak tanımlanmaktadır. Obezite cerrahisi ise diyet, egzersiz ve ilaç tedavisine rağmen kilo veremeyen hastaların kilo vermesine olanak sağlayan cerrahi müdahalelerdir. Obezite cerrahisi kimlere yapılır? Obezite cerrahisi için şartlar nelerdir? gibi sorular obezite ile mücadele eden hastalar tarafından merak edilmektedir. Obezite cerrahisi alanında uygulanan operasyonlar yüksek başarı oranlarına sahip

Obezite ameliyatları, sağlığını olumsuz yönde etkileyecek kadar obez olan hastaların kalıcı kilo vermesine olanak sağlamaktadır. Obezite ameliyatı sonrası hastanın kilosunu kontrol altında tutabilmesi için düzenli ve dengeli beslenmesi, egzersiz yapması gerekmektedir. Obez olan ve obezite ameliyatı olmayı düşünen birçok hasta obezite ameliyatı sonrası yaşanan süreci merak etmektedir. Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenler hekim tarafından hastaya

Gelişen teknoloji ile birlikte obezite cerrahisinde uygulanan yöntemlerde çeşitlenmiştir. Bu sebeple obezite ameliyatı olmak isteyen hastalar kendilerine en uygun operasyonu öğrenmek için obezite ameliyatları nelerdir? Sorusunun yanıtını merak etmektedir. Kilo vermeye yardımcı olmak için yapılan obezite cerrahisinde uygulanan çeşitli ameliyat teknikleri bulunmaktadır. Obezite ameliyatları nelerdir? sorusunun yanı sıra hastaya hangi ameliyat yönteminin uygulanılacağına nasıl karar

Kapalı yöntem ile gerçekleştirilen tüp mide ameliyatı, mide gövdesinin büyük bir bölümünün çıkarılması işlemini kapsamaktadır. Tiroid rahatsızlığı olan hastalar hekimlerine sıklıkla tiroid hastaları mide ameliyatı olabilir mi? sorusunu sormaktadır. Tüp mide ameliyatı tiroid hastalıkları için çözüm üretmektedir. Tiroid, boğazda adem elması olarak bilinen bölge altında, soluk borusunun önünde yer alan bir organdır. Kelebeği andıran tiroid

Mide hacminin küçültülerek, hastanın az gıda ile tok hissetmesine olanak sağlayan tüp mide ameliyatı, obez olan hastaların sıklıkla tercih ettiği cerrahi bir yöntemdir. Tüp mide ameliyatı olmak isteyen birçok hasta tüp mide ameliyatı riskli midir? sorusuna yanıt arıyor. Obezite cerrahisi içerisinde yer alan ve obez teşhisi konulmuş hastalara uygulanan tüp mide ameliyatı günümüzde yüksek başarı

Tüp Mide Ameliyatı 1 Ayda Kaç Kilo Verilir ? Obezite hastalığı kişinin sosyal ve yaşamsal faaliyetlerini etkilemektedir. Gündelik yaşamında kişinin belirli hareketleri yapmasına engel olan obezite, kilo fazlalığı yanında bir çok hastalığı da beraberinde getirmektedir. Diyabet ve nefes darlığı gibi sağlık sorunlarını ve kişinin sosyal yaşamını etkileyen bu hastalık hakkındaki yazımızda Tüp Mide Ameliyatı 1

Çeşitli diyet, egzersiz ve ilaç tedavilerine rağmen kilo veremeyen hastaların başvurduğu obezite cerrahisi oldukça başarılı sonuçlara imza atmaktadır. Obezite hastalığından kurtulmak isteyen hastalar obezite ameliyatı kaç kiloda başlar? sorusuna yanıt aramaktadır. Günümüzde obezite cerrahisi alanında faaliyet gösteren pek çok başarılı hekime obezite ameliyatı kaç kiloda başlar? Sorusu yöneltilir. Obezite cerrahisi içerisinde yer alan cerrahi tedavi

Fazla kilolarından kurtulmak isteyen kişilerin başvurduğu obezite cerrahisinde en çok merak edilen kimler obezite ameliyatı olabilir? Sorusudur. Hastanın obezite cerrahisinden yararlanabilmesi için bazı şartları taşıması gerekmektedir. Vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı yağ birikmesi obezite olarak tanımlanmaktadır. Obezitenin oluşmasında, aşırı ve yanlış beslenme, hormonal etkiler, hareketsiz yaşam ya da genetik faktörler sebep olabilir. Günümüzde obez hastaların

Mide Küçültme Ameliyatı İçin Vücut Kitle İndeksi Kaç Olmalı ? Son dönemde obezite nedeniyle pek çok kişide ciddi boyutlara ulaşan sağlık sorunları görülmektedir. Ortalamanın üzerinde değerlere ulaşan kilo seviyesiyle beraber çeşitli hastalıklara sebep olur. Diyabet ve hipertansiyon gibi unsurları da tetiklemektedir. Bu yazı çerçevesinde mide küçültme ameliyatı için vücut kitle indeksi kaç olmalı sorusunu cevaplandıracağız.  Uluslararası

Obezite hastalığı günümüzün önemli sağlık sorunlar arasında yer almaktadır. Hem genel sağlığı hem de sosyal çevreyi etkileyen hastalığın kalıcı çözümü için birçok kişi obezite ameliyatlarına başvurmaktadır. Obezite ameliyatına uygun olup olmama durumu kadar kimler obezite ameliyatı olamaz? sorusu hastaların merak ettiği konular arasındadır. Obezite cerrahi alanında uygulanan operasyonların alanında uzman hekimler tarafından gerçekleştirilebilmesi için hastanın

Obezite tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilen ve talep gören ameliyat tüp mide ameliyatıdır.  Her cerrahi ameliyat gibi tüp mide ameliyatının da belirli oranda riskleri vardır. Tüp mide ameliyatında ölüm riskleri oldukça düşük ihtimaldedir. Ameliyat öncesi ve sonrası oluşabilecek en büyük risk ise mide üzerinde kaçak oluşmasıdır. Olası komplikasyonları en aza indirmek için doktor

Obezite cerrahisi alanında en sık tercih edilen operasyon tüp mide ameliyatıdır. Bu sebeple tüp mide ameliyatı nasıl yapılır sorusu hastaların en çok araştırdığı soruların başında yer alıyor. Tüp mide ameliyatı laparoskopik yöntemle yapılmaktadır. Obezite hastalığı ile mücadele eden obez hastalar ve hasta yakınları tüp mide ameliyatı nasıl yapılır sorusunun yanıtını merak etmektedir. Tüp mide ameliyatında

Günümüzde yaygın olarak uygulanan tüp mide ameliyatı (Sleve Gastrektomi), mide küçültme ameliyatı olarak da bilinmektedir. Her cerrahi operasyon gibi tüp mide ameliyatı olmak için de bazı şartlar gereklidir. Tüp mide ameliyatı şartları özellikle ameliyat olmayı düşünen hastalar tarafından merak edilmektedir. Laparokopik yöntem ile gerçekleştirilen tüp mide ameliyatı şartları arasında hastanın elinden gelen her şeyi yapmasına

Mide küçültme ameliyatı zararları şu şekilde sıralanabilir: Aşırı kanama, Kusma, Enfeksiyon ihtimali, Anesteziye bağlı olarak gelişen komplikasyonlar, Kan pıhtılaşması, Akciğer ve solunumda oluşan sorunlar, Gastrointestinal sistemde sızmalar. Mide küçültme ameliyatı zararları kişiden kişiye göre değişiklik gösteren bir durumdur. İlk olarak mide küçültme ameliyatı sadece gerekli görülen kişilere yapılmalıdır. Bazı durumlarda, insanlar obez olmanın ötesinde, yani

Tüp mide ameliyatı yapmak için belirli faktörler vardır. Bunlardan en önemlileri yaş ve vücut kitle indeksidir. Bu yazımız sayesinde Mide Küçültme Ameliyatı Olmak İçin Kaç Kilo Olmak Lazım? Gibi sorular hakkında konuşacağız. Vücut Kitle İndeksi Nedir? Vücut kitle indeksi boy ve kilonun birlikte hesaplanmasıyla hesaplanır. Bu ölçüm ağırlık oranınızı gösterir. Bu hesaplama, obezitenin taşma noktasında

Mide ameliyatı olmayı düşünen herkes öncelikle bir beslenme programı ve yeme alışkanlıklarını öğrenmelidir. Mide küçültme ameliyatı olanlar nasıl beslenmeli? Böyle bir sürece girmeden önce göz önünde bulundurmanız gereken birkaç faktör ve plan vardır. Ameliyattan sonra dikkatli olmanız gerekir. Mide küçültme ameliyatı olduktan sonra beslenme, bu ameliyatı olan hastaların ne kadar kilo vereceğini ve giden kiloların

Tüm cerrahi yöntemlerde olduğu gibi majör cerrahi ameliyatlarından biri olan mide küçültme ameliyatının riskleri vardır. Nadir de olsa kişinin hayatını tehdit eden komplikasyonlar gelişebilir ve bu gibi durumlarda cerrahi ekibin derhal müdahale etmesi gerekir. Mide küçültme ameliyatının, ölüm riski en az olan ameliyatlardan biri olduğu unutulmamalıdır. Çünkü obezite ile ilişkili mide küçültme ameliyatının riskleri daha çok yüksektir.

Obezite cerrahi alanında obez hastalara kilo verdirmek amacıyla uygulanan tüp mide ameliyatı, en sık uygulanan cerrahi tedavi yöntemlerindendir. Ameliyat olmayı düşünen obez hastaların çoğunluğu tüp mide ameliyatı nedir?, tüp mide ameliyatı şartları nelerdir? gibi önemli soruların yanıtlarını araştırıyor. Mide küçültme ameliyatı olarak da bilinen tüp mide ameliyatı tıp literatüründe sleeve gastrektomi olarak adlandırılır. Sleeve gastrektomi

Obezite cerrahi kilo sorunu yaşayan ve normal yollarla kilo vermeyi başaramayan bireylerin başvurduğu, ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemleri kapsar. Obezite cerrahisi hastanın diyet, spor ve medikal tedavi ile  kilo veremediğinden durumlarda uygulanmaktadır. İlk aşamada hastalara diyet, spor ya da ilaç tedavileri ile kilo verdirilmektedir. Yapılan tüm uygulamaların başarısız olması durumunda obezite cerrahisi uygulamalarından yararlanılmaktadır. Obezite Cerrahisi

Tip 2 diyabet, obezite, kan şekeri yüksekliği, ilaç ve insülin kullanımına rağmen kan şekerinin sınırlar içinde tutulamadığı durumlarda diyabet cerrahi (şeker ameliyatı) yapılır. Diyabet cerrahi olabilmek için emilimin bozulması mideye alınan besin miktarı azaltılmalıdır. Bu uygulamaların her ikisinin de ortaya çıkmasına neden olan hastalık obezitedir. Ancak günümüzde veba olarak bilinen şeker hastalığına ilgili yöntemlerde değişiklik

Kronik bir rahatsızlık olan obezite, vücut yağ kitlesinin yağsız vücut kitlesine oranla artmasıdır. Çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan obezite tüm dünyayı tehdit ediyor. Düzensiz beslenme, fiziksel aktivitelerdeki düşüş sebebi ile obezite ile mücadele günümüzde daha da önemli hale gelmiştir. Hekimler tarafından obezite ile mücadele kapsamında yeterli ve dengeli beslenme, egzersiz yapma önerilmektedir. Bazı durumlarda

Halk arasında şeker ve diyabet ameliyatı olarak bilinen metabolik cerrahi hem diyabetin hem de obezitenin aynı anda kontrol altına alınabilmesini sağlayan ameliyatları içermektedir. İnsan metabolizması birçok farklı faktörün sürekli etkileşim halinde bulunduğu, tüm faktörlerin birbiri üzerinde etkili oldukça karmaşık bir sistemdir. Hem fiziksel hem de psikolojik etkileri olan metabolizma, binlerce faktöre bağlı olarak bozulabilir. Kolesterol,

Şeker hastalığı insülin hormonundaki anormallikten kaynaklanır. Bu anormallik insülinin yetersiz üretilmesi, az üretilmesi veya işlevini yerine getirememesi şeklinde meydana gelir. Hormondaki dengesizlik kan şekerinin artmasına neden olur. Bunu dengede tutmak için şeker kontrolü sağlanması gerekir. Şeker kontrolünün sağlanmasında kullanılan ilaçlar kadar beslenmenin de önemi vardır. Yeniden şekillendirilen beslenme düzeni şeker kontrolünü sağlamaya yardımcı olur. Şeker

Günümüzde tüm diyabetlilerin neredeyse yüzde doksanı tip 2 diyabetli olduğu için tip 1 diyabet ihmal edilmektedir. Ancak tip 1 diyabetin seyri ve sonucu, tedavisi açısından önemlidir. İnsanlar tatlı veya basit şekerler içeren yiyecekleri yediklerinde, pankreas tarafından insülin hormonu salgılanır. Şekerin hücrelere kanla karışmasını sağlayan insülin hormonu salgılanır. Tüketilen şeker miktarı ile orantılı olarak salgılanan insülin

Diyabet cerrahisi olarak da bilinen transit bipartisyon ameliyatı, başarılı sonuçları ile dikkat çeken metabolik cerrahi türlerinden biridir. Transit bipartisyon kapsamında, ilk olarak mideyi bir tüp haline getiren ve ardından besin emilimini değiştirmek için bağırsaklarda fiziksel değişiklikler yapan iki aşamalı bir operasyondur. Transit bipartisyon ameliyatı avantajları; midenin doğal sindirim yolunun korunması, besin emiliminin azalmaması, hastanın yaşam

Genetik faktörler, yanlış beslenme, hareketsiz yaşam, hormonal bozukluklar gibi sebepler kişilerde diyabete neden olmaktadır. Diyabet yani şeker hastalığı uzun vadede yüksek tansiyon, obezite, kolesterol, damar hastalıkları, göz hastalıkları, doku ve organlarda hasar, kalp ve böbrek gibi organlarda yetmezliğe yol açabilmektedir. Teşhisi konulduğunda diyabetin seyrine bağlı olarak öncelikle yaşam tarzında, beslenme ve hareket bazlı değişiklikler yapılırken